Gerici AKP iktidarının, 12 Eylül faşist rejiminin bir uzantısı olduğunu ve bugün de onun yönelimlerini ikirciksiz bir şekilde taşıdığını açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor.
12 Eylül piyasacılık, sömürü ve işçi düşmanlığı idi. 80`li ve 90`lı yıllarda sağ iktidarlar tarafından yaşatılan 12 Eylül ruhu, AKP iktidarı ile zirve yaptı. Ülkemizdeki kamu kurumlarının ne şekilde, kimlere ve nasıl peşkeş çekildiğini çok iyi biliyoruz.
12 Eylül kamuculuğun, devletçiliğin, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi idi. AKP iktidarı bunun için ne gerekiyorsa yaptı. Ülkemiz, patron sınıfının ve uluslararası tekellerin rahatça at koşturduğu bir yer oldu.
12 Eylül, emperyalizme tam boy bağımlılık idi. Darbenin arkasındaki güç olan emperyalizm, ülkemizin ekonomik ve siyasi olarak kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılması yönünde düğmeye bastı. O günden bu güne kadar tüm siyasi iktidarlar bu yönde görevlerini yerine getirdi. AKP iktidarı neredeyse bu görevlerin hepsini tamamlayan özne oldu.
12 Eylül, gericilik ve siyasal İslam demekti. Elde Kur`an, mitinglerde ayet okuyan Kenan Evren`in yerini, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere siyasal İslam`ın has temsilcisi olan kişilerin aldığını biliyoruz. 12 Eylül ile yolları açılan tarikatlar palazlandı, dinci gericilik siyasi iktidar aracılığı ile bütün topluma yayılmaya başlandı.
12 Eylül askeri darbesi ve bundan nemalanan güçler anlamına geliyordu. Fethullah Gülen`in liderliğini yaptığı ve 80 öncesinde komünizme karşı palazlandırılan yapının 12 Eylül`e selam çaktığını ve esas duruşa geçtiği hala net bir şekilde hatırlanıyor. İşte bu yapı 12 Eylül`de iyi bir tedrisattan geçmiş olacak ki, 15 Temmuz`da da darbe girişimine soyundu.
15 Temmuz darbe girişiminin AKP iktidarı tarafından yaratılan zeminde geliştiği çok açıktır. Liberaller, AKP ve FETÖ`nün 12 Eylül`ün açtığı yolda boy verdiği, serpildiği ve işçi sınıfına, onun temsilcilerine karşı mücadele verdikleri bilinmelidir. Bugün kavgalı görünmeleri, geçmişte tüm topluma dönük ihanetlerini perdelenmesine izin vermemelidir.
12 Eylül darbesi işçi sınıfına karşı yapılmıştır. Emekçilerin eşitlik ve özgürlük arayışına, onların bunu gerçek kılma ihtimallerine darbe vurulmuştur. O açıdan 12 Eylül, emek ve işçi düşmanlığının adıdır.
12 Eylül bugün gerici AKP iktidarı ile devam ediyor. Bugüne kadar el ele vererek ülkeyi karanlığa sokanlar, özgürlük adına sömürü serbestiyetini savunanlar, darbecilerin yargılanması adı altında onları aklayanlar, tarikatları palazlandıranlar, emekçileri ve yoksulları daha da dibe batıranlar hepsi aynı kökten geliyorlar.
Köklerine bağlı oldukları için, bugün OHAL ve KHK`lar ile sermaye devletinin geleceğini ve patronların egemenliğini garanti altına almak istiyorlar.
Ülkemizin emekçileri ve ilerici kesimleri buna boyun eğmeyecektir.
Bugün 12 Eylül`ün yarattığı karanlığa boyun eğmemek, gerici AKP iktidarına karşı ayağa kalkmaktan geçmektedir.
Osmanlı sevdalılarına, krallık heveslilerine ve bunların işbirlikçilerine sözümüz belli:
Sabahın bir sahibi var!
TÜRKİYE KOMÜNİST HAREKETİ
12 Eylül 2017