0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr

TKH HAFTALIK BASIN TOPLANTISI - 10 ŞUBAT 2021
TKH HAFTALIK BASIN TOPLANTISI - 10 ŞUBAT 2021

Değerli Yurttaşlarımız merhaba,

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi’nin 10 Şubat tarihli basın toplantısına başlıyoruz.

Değerli Yurttaşlarımız,

Bir ayı aşkındır bu ülkenin gençliği ayakta. Diktatörlüğe karşı ayakta, geleceksizliğe karşı ayakta, memleketleri için ayakta.

AKP, sorumluluk hissedip hakkını arayan gençlere diyor ki, oturun oturduğunuz yerde, aşağıya bakın, boyun eğin, susun.

Yetmiyor, bu ülkenin gençliğini, gözaltına alıyor, cezaevine yolluyor, terörist ilan ediyor.

Üniversitelerin, tıpkı yargıda olduğu gibi, kendi istedikleri ülkeye uyum sağlaması için bu dönüşüme en uygun olan kişiler rektör seçiliyor. Rektörün istifasını isteyen gençlere de dönüştürdükleri yargı sopası sallanıyor.

İşte yargı, aşağıya bakmayanları cezalandırmak için, dönüştürüldü, İşte yargı, her türlü peşkeşe yargı onay verilsin diye dönüştürüldü, AKP iktidarının yargı eli ile ömrü uzatılsın diye dönüştürüldü.

Bu dönüşüme ayak direyen gençlere karşı AKP’nin tavrı kendinden beklendiği gibi.

Ancak artık mesele sadece AKP’nin tavrı ile açıklanamaz.

Ana muhalefet partisi, Boğaziçi direnişi tüm ülkeye yayıldıkça, gençlerin direnci arttıkça, AKP’ye muhalefet etmeyi bıraktı, gençlere muhalefet etmeye başladı.

Kılıçdaroğlu, oldukça manidar bir şekilde anne ve babalara seslendi. Ardında gençlerin iktidarın ekmeğine yağ sürmemesi gerektiği söyledi.

Kim iktidarın ekmeğine yağ sürüyor acaba, iktidarı son zamanlarda köşeye sıkıştıran gençler mi yoksa, gençleri potansiyel yanlış yapacak insan yerine koyup, iktidarın bazı tezlerini bu açıklamalar ile destekleyen CHP genel başkanı mı?

Kılıçdaroğlu’yla da bitmiyor tabi. İBB başkanı Ekrem İmamoğlu, gençlerin itirazlarını kampüs içinde yapmaları gerektiğini söylüyor.

İmamoğlu, “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” diyor aslında.

Öğrencilerin kampüs içinde göz altına alınması sonrasında geçen hafta İstanbul halkı, gençlerin haklı talebinin yanında olduğunu göstermek için Kadıköy’ü doldurmuş, buraya da polisin müdahalesi olmuştu.

İmamoğlu, gençlere İstanbul halkının destek vermesini, İstanbul meydanlarında bu haklılığın dile getirilmesini istemiyor.

Gençlere üsten akıl vererek, kampüs alanı dışındaki her eylemi, her gösteriyi kendince meşru bulmadığını söylüyor aslında bu açıklaması ile.

Bugün, ülkenin her yerinde, emekçiler, kadınlar, başka üniversiteden öğrenciler ve hatta akademisyenler gerek kampüslerinde gerek meydanlarda destek açıklaması yapmaya devam ediyorlar. Akşam dokuzda camlardan tencere tava çalınmaya devam ediyor.

Şimdi bu tablonun karşısında aynı cenahtan bir koro kuruldu ve ne diyorlar gençlere, meseleyi politikleştirmeyelim.

Size de çok tanıdık geldi değil mi bu öneri?

Alamadığımız   yeterli gıdadan, satın almak  zorunda kaldığımız  suya, bindiğimiz taşıttan, yapılamayan aşıya, alamadığımız tabletten, ödediğimiz faturalara, evimizde, işimizde, üniversitelerimizde karşı karşıya kaldığımız ne varsa politiktir.

Politikanın ise sadece sizlerin makam odalarınızda, meclis kürsülerinde yapılmasını istiyorsanız siz de korkuyorsunuz demektir.

Gençlerin önemli taleplerinin düzen karşıtlığına everilmesinden,  eşitlik, özgürlük, laiklik, kardeşlik diyemeyen her politikacıya, itiraz etmelerinden korkuyorsunuz.

Biz komünistler ise gençlere sesleniyoruz, 

Taleplerinizde sonuna kadar haklısınız. Kampüs içinde ve dışında haklılık her yerde dile getirilir bizler yanınızdayız. Biz komünistler sizi sığdırmaya çalıştıkları bu düzenin değişmesi için sizlerle birlikte bu ülkeyi eşitlik için, özgürlük için, aydınlanma ve sosyalizm için sonuna kadar politikleştireceğiz.

Bu vesile ile bir kez daha buradan söylüyoruz.

Cezaevine gönderdiğiniz tüm gençleri serbest bırakın. Halkın anayasal gösterilerine müdahale etmeyin. Gençlere oradan buradan ayar vermeyin.

Bu ayar tutmaz bilin.

Değerli yurttaşlarımız,

Dün Çorlu tren faciasında çocuğunu kaybeden bir anneye, davayı gören hakimlere eleştiri getirdiği için başka bir mahkeme tarafından ceza verildi.

Parti olarak takip ettiğimiz bu dava Türkiye’de tarihe geçmiştir.

Davayı takip eden gazeteciler, gerçeği gösteren gazetecilere tazminat cezası kesildi

Onca yıldır gerçek sorumlular yargıdan kaçırılıyor, 25 kişinin yakınları adalet bekliyorken, adalet talep edenlere ceza vermek, daha çok adalet beklersin demektir, üstelik fazla zorlama suçlu duruma düşersin demektir.

Ancak AKP’nin hesaba katmadığı bir şey var. O da şudur.

Bu aileler inatla, yakınlarının  cesetlerini teslim aldıkları hastanenin önünden geçerek  her duruşmada adliye önüne farklı kentlerden geliyorlar.  Davalarını takip ediyorlar. Çünkü, bu kazanın kader olmadığını, ihmal olduğunu çok iyi biliyorlar. İşte bu düşünce adalet arayışından bile büyük ve önemlidir.

Bu davanın mahkeme kararı ile kapanmayacağını biliyorlar. 

Bizler de buradan bir kez daha dile getiriyoruz.

Çorlu katliamının gerçek sorumlularını yargılamadığınız sürece bu dosyanın kapağı kapanmayacaktır.

Aileleri daha fazla oyalamayın ve sorumluları yargılayın.

Değerli yurttaşlarımız,

Disk Araştırma merkezi geçtiğimiz günlerde önemli bir rapor açıkladı.

Bu rapordaki verilere göre, 

  • Türkiye, Covid-19 ile mücadeleye dünyada en az nakit desteği ayıran iki ülkeden biri!
  • Türkiye, Covid-19 ile mücadeleye (sağlık harcamaları dahil) milli gelirinin sadece yüzde 1,1’i düzeyinde nakit desteği ayırıyor!
  • Türkiye’nin dünyada yapılan toplam nakit harcama ve destekler içindeki payı binde bir!
  • Toplam ekonomik destekler içinde vatandaşa dönük harcama ve desteklerin en düşük olduğu ülke Türkiye
  • Covid-19 harcamalarında zengin ve yoksul ülkeler arasında devasa eşitsizlik var!

Bu rapor, ülkemizin pandemi karnesidir aynı zamanda.

Pandemi sınıfta kalmış bu iktidar, ne yapıyor şimdi Milli Uzay tanıtım toplantıları düzenliyor. Recep Tayyip Erdoğan için ülke yine güllük gülistanlık tabi.

Recep Tayyip Erdoğan bu toplantıda çıkıp; amaçları arasında bir türkü uzaya göndermek olduğunu söyleyerek “Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda hala bu hayalini sürdürenler vardır. Hatta ve hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır,” dedi.

Kadını aşağılayan, emekçileri pandemi de bırakın desteklemeyi daha da borçlandıran bu iktidar bu yoksulluk karşısında uzay edebiyatı ile halkı ile artık dalga geçme aşamasına gelmiştir.

Bizler bu dalgalarınıza da boyun eğmeyeceğiz.

Gerçekler gün gibi ortadadır.

Artık müjdeleriniz göz boyayamıyor karın doyurmuyor.

Bu ülkeye artık verdiğiniz kala kala ne kaldı?

Markette nasıl davranmak gerek talimatlarınız ile, çöpten beslenenlere önerileriniz.

Bitmiş bir iktidarsınız.

Halkımıza buradan bir kez daha sesleniyoruz.

Bu kokuşmuş düzen, sadece ama sadece halkın örgütsüzlüğü ile ayakta kalıyor. 

Gelin işe buradan başlayalım.

Örgütlenelim, 

Çünkü örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.

Bu duygular ile toplantımızı sonlandırıyoruz.

Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

WhatsApp